Connect with us

Excel Eğitmeni -Yazar Ömer BAĞCI | Blog

Makina öğrenmesi ne demek?

Eğitim

Makina öğrenmesi ne demek?

Makina öğrenmesi, bilgisayarların (yani makinelerin) insan gibi bir şeyler öğrenmesini sağlayan bir yöntemdir. Mesela, bisiklete binmeyi öğrenirken önce düşe kalka denersin, sonra zamanla daha iyi bineriz yada benzer şekilde bir işte ustalaşmadan önce acemilikler yaşarız sonra öğrenir ve ustalaşırız değil mi? İşte makineler de buna benzer bir şekilde, onlara verdiğimiz bilgilerle “deneyip” öğreniyorlar. Ama düşmüyorlar tabii, sadece sayılara ve örneklere bakarak akıllanıyorlar!


Makina nasıl öğreniyor?
Diyelim ki bir makineye “Bu bir kedi, bu bir köpek” diye öğretmek istiyoruz. Şöyle oluyor:

  1. Örnekler gösteriyoruz: Makineye bir sürü kedi ve köpek resmi veriyoruz. “Bak, bu kedi, şunun kuyruğu var, bu köpek, şunun burnu uzun” diyoruz.
  2. Makine tahmin yapıyor: Ona yeni bir resim gösterdiğimizde, “Hımm, bunda kuyruk var, bu kedi mi acaba?” diye düşünüyor.
  3. Doğru mu, yanlış mı kontrol ediyor: Eğer yanlış tahmin ederse, “Aaa, meğer bu köpekmiş, bir dahakine burnuna daha çok bakayım” diyerek kendini düzeltiyor.
  4. Tekrar tekrar deniyor: Biz ona ne kadar çok resim gösterirsek, o kadar iyi öğreniyor. Tıpkı senin bir oyunu oynadıkça ustalaşman gibi!

Makineler bu öğrenmeyi “matematik” ve “kodlarla” yapıyor. İnsanlar gibi gözleri ya da kulakları yok, ama sayılarla ve desenlerle dünyayı anlamaya çalışıyorlar.

Mesela, telefonun bazen yüzünü tanıyıp kilidi açıyor ya? İşte o da makine öğrenmesiyle oluyor! Sana bakıyor, yüzünün şeklini öğreniyor ve “Aha, bu benim sahibim!” diyor. 😊

Makineler Nasıl Öğreniyor?

Makinelerin öğrenmesi için önce bir insan, yani programcı, onlara neyi nasıl öğreneceklerini anlatan bir “talimat listesi” yazıyor. Bu talimat listesi, bilgisayarın anlayacağı özel bir dilde yazılıyor ve buna “kod” diyoruz. Kodlar, makinelerin “Hangi resmi kedi olarak tanıyayım?” ya da “Bu sayılar ne anlama geliyor?” gibi soruları çözmesini sağlıyor.

Peki, makineler nasıl öğreniyor? Şöyle düşün: Bir öğretmensen ve öğrencilerine “Bu kırmızı elma, bu yeşil armut” diye öğretiyorsun. Makineye de aynı şekilde kodlarla “Bu böyle yapılır, şuna dikkat et” diye öğretiyoruz. Ama makine, bir kere öğrendikten sonra kendi kendine daha iyi hale geliyor. Yani ona bir sürü elma ve armut resmi gösterirsen, zamanla yeni bir meyve resmi geldiğinde “Bu elma mı, armut mu?” diye kendi kendine karar verebiliyor.


Hangi diller kullanılıyor?
Makinelere bu talimatları yazmak için bazı özel programlama dilleri kullanıyoruz. En çok kullanılanları şunlar:

  1. Python: Bu, en popüler dil! Sanki makinelere “Bak, bu çok basit, hadi öğren!” diye tatlı tatlı konuşan bir öğretmen gibi. Hem kolay öğreniliyor hem de makina öğrenmesi için çok güçlü araçları var.
  2. R: Bu dil, daha çok sayılarla ve istatistikle uğraşmayı sevenler için. Mesela, “Hangi meyve daha çok seviliyor?” gibi sorulara cevap bulmada iyi.
  3. C++ ya da Java: Bunlar biraz daha hızlı çalışan diller. Büyük ve karmaşık işler için kullanılıyor, ama Python kadar basit değiller.

Örnekle açıklayayım:
Diyelim ki bir makineye “Kedi mi, köpek mi?” öğreteceğiz. Python’la şöyle bir şey yazıyoruz:

  • “Bana 100 kedi, 100 köpek resmi getir.”
  • “Bunların kuyruklarına, kulaklarına bak.”
  • “Şimdi yeni bir resim gelirse, öğrendiklerinle tahmin et!”

Makine bu kodları okuyup çalışmaya başlıyor. Ona yardımcı olmak için de “kütüphane” denen hazır araçlar kullanıyoruz. Mesela, Python’da TensorFlow veya PyTorch gibi kütüphaneler var. Bunlar, sanki makineye “Hadi, bunu hızlıca öğren!” diye sihirli bir defter veren yardımcılar gibi.

Makineye başka ne tür bilgiler vermeliyiz?

Makinenin iyi öğrenmesi için ona sadece “Bu kedi, bu köpek” demek yetmez. Tıpkı senin bir oyunu öğrenirken sadece “Başla” deyip bırakılmaman gibi, makineye de daha fazla yardımcı bilgi vermemiz lazım. Şunlar önemli:

  1. Bol bol örnek: Makineye ne kadar çok örnek verirsek, o kadar iyi öğrenir. Mesela, sadece 2 kedi resmi gösterirsek, “Bütün kediler böyle mi?” diye şaşırabilir. Ama 100 kedi, 100 köpek resmi verirsek, “Haa, kedilerin kuyrukları böyle, köpeklerin kulakları şöyleymiş” diye anlar.
  2. Farklı türde bilgiler: Makineye sadece resim değil, bazen yazı, ses ya da sayı da verebiliriz. Mesela:
    • “Bu şarkıyı dinle, bu mutlu bir şarkı, bu üzgün” diyerek müzik öğretebiliriz.
    • “Bu yazıyı oku, bu komik, bu ciddi” diyerek kelimeleri anlamasını sağlayabiliriz.
  3. Doğru mu, yanlış mı söylemek: Makine bir tahminde bulunduğunda, ona “Evet, doğru bildin!” ya da “Hayır, bu yanlış, şuna dikkat et” dememiz lazım. Tıpkı öğretmenin ödevini kontrol etmesi gibi! Bu, makinenin kendini düzeltmesine yardım eder.
  4. Ne aradığını netleştirmek: Makineye “Senin işin kedi bulmak” ya da “Hava durumunu tahmin et” gibi bir hedef vermeliyiz. Yoksa neyi öğreneceğini bilemez, kafası karışır.
  5. Zaman ve sabır: Makineye öğrenmesi için biraz zaman tanımalıyız. İlk başta yanlış yapabilir, ama pratik yaptıkça ustalaşır. Senin bisiklete binmeyi öğrenmen gibi, hemen değil, yavaş yavaş!

Örnekle düşünelim:
Diyelim ki makineye “Hangi yiyecek tatlı, hangi tuzlu?” öğreteceğiz. Ona şunlar lazım:

  • Çikolata, kek, tuzlu kraker, peynir gibi örnekler.
  • “Bu tatlı, bu tuzlu” diye açık açık söylemek.
  • Belki tatların nasıl göründüğünü (şekil, renk) ya da kokusunu tarif etmek.
  • Sonra yeni bir yiyecek gösterip “Sence bu ne?” diye sormak ve yanlışsa düzeltmek.

Kısacası, makineye ne kadar çok ve ne kadar iyi bilgi verirsek, o kadar akıllı olur. Ona sanki bir arkadaşına bir şey öğretiyormuş gibi davranmalıyız: Sabırla, bol örnekle ve net talimatlarla! 😊

Devamını Oku

Eğitim

To Top